OYUN OYNAMA(MA)K OYUN OYNAMA(MA)K Küçükken okuduğum ilkokul köydeydi ve birleştirilmiş sınıfta okuyordum. Köyde hiç bakkal ya da marketimiz yoktu. Ancak ucu bucağı olmayan dağlar, ormanlar, vadiler ve akarsular vardı. Bir nevi bakkal veya marketimiz yoktu ama doğal bir süpermarketimiz vardı. Babam da bu doğal süpermarketin doğal ustasıydı. Bizleri hiç oyuncaksız bırakmadı. Hatırladığım ilk oyuncağım çam kabuğundan yapılan gemiydi. Ama ne gemi… bacaları bile düşünülmüş, üzerinde cankurtaran simitleri de bulunan o zaman için kardeşim ve benim gözümde sanki Titanik’ti. Çünkü babam yapmıştı hem de bir hafta uğraşarak. Oyun küçük yaşlardan itibaren çocukların dünyasında onlara hayal kapılarını açan, başka boyutlara sürükleyen bedensel, beyinsel ve kinestetik bir aktivitedir. İnsanoğlunun her yaşta oyuna ihtiyacı vardır. Bebekken annemiz, babamız, kardeşimizle, çocukluğumuzda akranlarımızla, ailemizle, öğretmenlerimizle, biraz büyüyünce yine akranlarımızla hatta dede nine olunca da torunlarımızla oynarız. Hatta oyun oynamayı o kadar çok severiz ki mutlu günlerimizde, düğünlerimizde, maç kazandığımızda, asker uğurlama törenlerimizde hep oynarız. Oyun ve sosyalleşme için birçok köyde köy odalarımız olup bu gereksinimlerimizi karşılarız. Adet ve geleneklerimizi sürdürüp, yaşatırız. Hatta bir çok yerde halka açık alanlarda satranç, dama ve diğer zeka oyunları da oynanmaktadır. Hem de yediden yetmişe dek oyuncuları da vardır. Küçük yaşlarda babasının sırtına binip üstelik babası kasıtlı olarak sağa sola kafasını vurup “off kafam” deyince gülmekten kendini alamayan birçok kişi vardır. Ya da çocuğunu sırtına bindirip aynı şeyleri yapanlar vardır. Küçük yaşlardan itibaren insan ilişkilerinin pozitif yönde gelişmesine katkı sağlayan oyun ailenin sosyalleşmesini de çok yakından sağlar. Birlikte vakit geçirmek, aile olmak ilerleyen yıllar için de çocuğumuza model olmayı sağlar. Çocuk böyle bir ortamda büyürse kendisine ailesini model alır ve gelecekte de kendi çocuklarıyla bu şekilde ilgilenmeye gayret eder. Ancak günümüz dünyasında zaman büyük bir problemdir. Yoğun iş temposuyla, stres yüklü bir yaşantı içinde acaba çocuklarımıza zaman ayırdığımızı mı düşünüyoruz diye insan kendisini sorguluyor. Çünkü günümüz dünyasında çocuklarda çok yoğun. O kadar yoğun ki; akademik başarı için okula ve ödevlere ayrılan zaman bir yandan, ayrıca birçok açıdan kendim yapamadım çocuğum yapsın diye gönderdiğimiz kurslar bir yandan çocuklarımız çok yoğun sağanak bir yağmur altında büyüyorlar. Büyük bir çoğunluğun düşündüğü gibi çocuğum keman çalsın, piyano kursuna gitsin, futbol ve basketbola da gitsin, okçuluk çok güzel bir spor ona da yollayayım, sanki çocuğum satranca yatkın bir de ona yollayayım. Yabancı dil bulunduğumuz dünyada çok önemli hatta ikinci yabancı dil bile gerekiyor. Dil kursuna gitmeden olmaz…. Derken sağanak yağmur hep yağıyor. Bir süre sonra çocuklar sıkılıyor, yorgun düşüyor. Tabi ki hiçbir anne baba çocuğunun kötülüğünü istemez. Her zaman iyiliğini ister. Gelecekte çok donanımlı olsun ister. Bu durum yüzlerce yemek seçeneği içerisinde ne yiyeceğimizi bilemeyip karnımızın aç kalmasına benziyor. Bir başka açıdan baktığımızda şöyle bir senaryo yazalım. Çocuğumuz bire bir oynamayı yani akranlarıyla sokakta oynamayı, eve gelen misafirin çocuğuyla oynamayı çok seviyor. Yani tablet ve telefondan uzak direkt olarak bire- bir iletişim kurarak, yüz yüze konuşarak, akranıyla etkileşim kurarak oynayan bir çocuk. Ancak ebeveynler çocuk yetiştirirken telefon, tableti çocuğun eline verip susmasını sağlamayı tercih etmiş olsun. Çünkü oyun kurmanın, oyunu sürdürmenin, oyun için çocuğa zaman ayırmanın yorucu bir iş olduğu düşüncesi ebeveynler arasında oldukça yaygındır. Çocuk bir köşeye çekilir ve sizi hiç rahatsız etmez. Kendi kendine kafasını öne eğer ve mavi ışığın esiri olur. Bizlerde ebeveyn olarak rahat rahat çayımızı içer, sohbetimizi yaparız. Ardından da sosyalleşmenin verdiği mutlulukla – kendimizi sosyalleştirmiş olarak- evimize mutlu bir şekilde döneriz. Bu senaryo da farklı bir olaya dikkat çekmek istiyorum. Çocuğunuz ve akranları birlikteyken diğer çocuklar son çıkan oyunlardan ya da popüler X oyunu hakkında sohbet ederken sizin çocuğunuz bu konularda bilgi ve tecrübesi olmayınca onların yanında dışlanmış hissine kapılacaktır. Bir süre sonra ait olduğu sosyal gruptan dışlanacaktır. Ardından yalnız kalacak ve bir süre sonra içe kapanık ya da diğer akranlarına karşı hırçın bir tavır sergileyecektir. Kısacası sürekli ilerleyen dijital çağda sizin çocuğunuzun dışta kalması da doğru bir durum değil. O zaman ne yapmalıyız? Nasıl bir denge sağlamalıyız? Çocuğumuzun iyiliği ve geleceği için nasıl bir yöntem izlemeliyiz? Çocuğumuzun hem akranlarıyla sosyalleşmesini hem de çocukluğunu yaşaması için ne gibi katkılar sağlamalıyız? Acaba ebeveyn olarak birçoğumuzun çocukluğunda yaşadığı ve yokluk içinde geçen yıllar bizim için -üretkenlik adına- büyük bir şans mıydı? Hep ağızlarda dolaşan” bugünün çocuklarının ellerinin altında her şeyleri- her türlü imkânları var ancak halen mutsuzlar” demekle varlık içinde yokluk çekmelerine mi sebep oluyoruz? Geriye dönüp baktığımızda biz mi daha şanslıydık yoksa bugün çocuklarımız mı daha şanslı?
|
3041 kez okundu
YorumlarTeşekkürler 29/01/2019 17:52 Yazınızı ilgiyle okudum.Maalesef cocuklarimiza yeterli vakit ayiramiyoruz. artık oyun için projeler üreterek oynamalarını sağlıyoruz.oysa her çocuğun en temel hakkıdır oyun. Böyle güzel bir konuya ilgi çektiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Misafir - Diğer ülkelerde oyun 29/01/2019 17:54 Kıymetli hocam,ben emekli buyukelciyim. Uzun yıllar dış ülkelerde görev yaptım.Gozlemlerime göre oralarda çocuklara daha fazla oyun zamanı ayrılıyor.Ustelik çocuklar okulda yönetici ve öğretmenlerle birlikte oynuyor. Yazınızı çok beğenerek okudum.Basarilar diliyorum. Misafir - Teşekkürler 28/01/2019 12:04 kaleminize sağlık hocam.Evet bu tablet ve telefon olayı bizleri çok yiprandiriyor. Vermeyince de çocuk arkadaşlarının yanında dışlanmış kalıyor. Ne yapacağımızı şaşırdık.Yazinin ikinci bölümünü merakla bekliyoruz yüreğinize sağlık. Misafir - Teşekkürler 28/01/2019 12:35 Hocam yazilarinizi ve sizleri yillardir takip etmekteyim.Ailelere ve ülkemize o kadar güzel katkı sagliyorsunuz ki anlatamam...Her şey için sonsuz teşekkürler. Misafir - Tebrikler 28/01/2019 12:15 Hocam çok güzel bir konuya deginmissiniz.Sizleri kutluyorum.Zira tüm anne babaların ortak sorunu bu konu.Tekrardan tebrik ederim. Misafir - Çok dogru 28/01/2019 11:33 Sayın hocam, bizim oğlumuz liseye gidiyor. ve bu bilgisayar oyunları yüzünden çok zor zamanlar geçirdik. Destek aldık.Simdi daha iyiyiz.demem o ki çocuklara gerçekten zaman ayırmak gerekiyor. Sizin de dediğiniz gibi ayırmış gibi yapmakla olmuyor. Sizlere çok teşekkür ediyorum. Misafir - Çok güzel bir yazi 28/01/2019 11:26 Hocam, yazınizi çok beğendim. Günümüzün en büyük sorunlarından birine deginmissiniz. Tebrik ediyorum. Misafir - Tebrikler 28/01/2019 11:05 Hocam biz çocuğumuza tablet vermiyoruz. Ancak bilsem sınavları bile tabletle oluyor maalesef.benim çocuğumda tablet,telefon oynamıyor diye çok dislanmisti.cok doğru söylüyorsunuz. Misafir - Teşekkürler 28/01/2019 11:39 Hocam çok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık... Misafir - |